Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kitab-ül Hiyel'den Hayal ve Gerçek üzerine

Ne zamandır okuyamadığım İhsan Oktay Anar'dan bir kitaba zaman ayırmayı akıl ettim sonunda. Gittiğim sahafta bir tek Kitab-ül Hiyel vardı. En iyi kitabı neymiş, azcık zamanımı en doğru şeye ayırmalıyım gibi dertlerden arınıp, kaderime razı oldum ve bu kitabı aldım. Lezzetli bir kitaptı. Mekanik (Hiyel) tasvirlerinden biraz sıkılsıysam da, Hayal ve Hiyel arasındaki ilişkileri kuruşunu, genel hikaye anlatma tarzını çok tuttum. Yedinci Gün'e gelene kadar biraz zamanım var sanırım. Kitabın sonlarına doğru, yine hayal ve -kitap boyunca gerçeklik yerine koyduğu- hiyel (mekanik) arasında karşılaştırma yaptığı, çokça sevdiğim bir bölümü paylaşayım istedim: Çeşm-i Badem hatunun naklettiğine göre o, bir hiyel ehli olarak değil, bir hayalkar olarak bu işe kalkışmıştı. Çabasının semeresini daha çabuk toplamak için Vik, Köhler Biraderler, Lorenz ve Keil'in raflarından sayısız roman ve hikaye kitabı almış, hayalkarların nasıl tahayyül ettiğini öğrenmeye çalışmıştı. Binbir Gece Ma