İnsan hayatı boyunca pek çok tecrübe yaşar. Bu tecrübelerin akılda yer edenlerine hatıra diyelim. Hatıralar iyi ve kötü olmak üzere ikiye ayrılır. Ama genel olarak hatıra “iyi hatıra” ile özdeştir. İnsanın hatıralarına bakıp “of”, “hey gidi”, “ulan be” gibi ünlemler kullanması genelde ergenlik çağı sonlarına doğru sıklaşır. Hayat boyu artarak devam etmesi kişinin kötümserliği olarak yorumlanabilir. Çünkü bir ademoğlu, sürekli hatıra tazeleme eğilimindeyse gününü yeterince renkli yaşayamıyordur. Benzeri bir şekilde, eğer bir insan hatıralarını düşünme eğilimindeyse, o kişinin zamanı daha renksiz vuku bulur. Yani hatıraların dozunu ayarlamadaki beceri hayatı net şekilde etkilemektedir.
Paralel mantıkla sürekli albümlere bakmanın, yıllık okumanın, eski arkadaşlarla anı tazelemenin, daha çok, zararı vardır.
Bir insan;
“Gün içinde yaşadıklarına beyin yorduğu süre” < “Geçmişte yaşadıklarına beyin yorduğu süre”
önermesini gerçekliyorsa, pekala intihar edebilir.
(Bir calculus sınavı öncesi, 2002)
Ek: Daha sonra benzer bir temanın, Friedman'ın 'Dünya Düzdür' kitabında olduğunu farkettim. Telif hakkı talep etmeyi düşünmüyorum :)
Yorumlar